Timoma ve timik karsinoma, her ikisi de timus bezinden kaynaklanan nadir kanser türleridir. Timus bezi, göğüs kafesinin ortasında, kalbin hemen üzerinde yer alan, bağışıklık sistemi hücrelerinin gelişmesini sağlayan bir organdır.
Timoma, timus bezinden kaynaklanan genellikle yavaş büyüyen ve iyi huylu (kanserli olmayan) bir tümördür. Ancak, bazı durumlarda kötü huylu hale gelebilir. Timoma, genellikle miyastenia gravis (bir kas hastalığı) gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ile ilişkilidir.
Timik karsinoma, timus bezinin kanserli, yani malign (kötü huylu) bir tümörüdür. Timik karsinomalar, timoma'lara göre daha agresif olup hızlı büyüyebilir ve vücudun diğer bölgelerine metastaz yapabilir.
Timoma ve timik karsinoma kanserlerinin gelişmesinde çeşitli risk faktörleri rol oynar:
📌Yaş: Timoma genellikle 40 yaş ve üstü bireylerde daha yaygındır. Timik karsinoma ise daha genç yaşlarda da görülebilir.
📌Bağışıklık Sistemi Hastalıkları: Timoma, genellikle miyastenia gravis, lupus ve diğer bağışıklık sistemi hastalıkları ile ilişkilidir. Bu tür hastalıklar, timus bezini etkileyerek timoma gelişimine yol açabilir.
📌Genetik Faktörler: Timoma ve timik Karsinomane yatkınlığı artıran bazı genetik mutasyonlar olabilir. Ailede bu tür kanserler görülen bireylerin riski artar.
📌Radyasyona Maruz Kalma: Uzun süreli radyasyon tedavisine maruz kalan bireylerde timus kanseri gelişme riski daha yüksektir.
📌Cinsiyet: Timoma, kadınlarda erkeklere kıyasla biraz daha sık görülür. Timik karsinoma ise her iki cinsiyet arasında eşit oranda görülebilir.
Timoma ve timik karsinoma kanserlerinden korunmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
✅Radyasyondan Kaçınmak: Uzun süreli radyasyona maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Özellikle tıbbi tedavi için alınan yüksek dozda radyasyon, kanser riskini artırabilir.
✅Genetik Danışmanlık: Ailede timus kanseri öyküsü olan bireyler, genetik danışmanlık alarak risklerini belirleyebilir ve erken tarama testlerine başlayabilirler.
✅Bağışıklık Sistemi Hastalıklarına Dikkat Etmek: Miyastenia gravis ve benzeri bağışıklık sistemi hastalıklarıyla ilgili tedavi ve izleme, timoma gelişme riskini azaltabilir.
✅Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmak, sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, genel olarak kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
✅Erken Teşhis İçin Tarama: Timus kanseri, genellikle başlangıçta belirgin semptomlar göstermez. Ancak, risk altında olan bireylerin düzenli sağlık kontrolleri ve tarama testleri yapmaları önemlidir.
Timoma ve Timik Karsinoma: Belirti ve Bulguları Nelerdir?
Timoma ve timik karsinoma, göğüs kafesinin üst kısmında, sternumun (iman tahtası) arkasında yer alan timüs bezinden kaynaklanan nadir tümörlerdir. Timoma genellikle yavaş büyüyen ve iyi huylu olma eğiliminde olan bir tümörken, timik karsinoma daha agresif ve hızla yayılan bir kanser türüdür. Her ikisi de erken evrelerde genellikle belirgin belirti vermeyebilir, ancak tümör büyüdükçe veya çevresindeki yapılara baskı yaptıkça çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir.
Genel Belirti ve Bulgular (Tümörün Büyüklüğü ve Basısına Bağlı):
Göğüs Ağrısı veya Rahatsızlık: Tümörün göğüs boşluğunda büyümesi, künt veya keskin bir ağrıya neden olabilir. Bu ağrı, genellikle sternum arkasında hissedilir ve derin nefes almayla veya öksürükle artabilir.
Öksürük: Kalıcı, kronik bir öksürük, özellikle balgam çıkarmayan kuru öksürük, tümörün hava yollarına veya akciğer zarına yaptığı basıdan kaynaklanabilir.
Nefes Darlığı (Dispne): Tümörün soluk borusuna (trakea) veya ana bronşlara baskı yapması sonucu nefes almada zorluk, hırıltılı solunum veya nefes darlığı gelişebilir.
Yutma Güçlüğü (Disfaji): Tümörün yemek borusuna (özofagus) baskı yapması durumunda yutkunmada zorluk veya takılma hissi oluşabilir.
Boyun ve Yüzde Şişlik (Superior Vena Cava Sendromu - SVCS): Tümör, kalbe kan taşıyan büyük bir damar olan üst ana toplardamara (vena kava süperior) bası yaptığında, kanın baş ve boyundan kalbe dönüşü engellenebilir. Bu durum, yüzde, boyunda ve bazen kollarda şişlik, morarma, nefes darlığı, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi belirtilere yol açan acil bir durumdur.
Ses Kısıklığı: Tümörün ses tellerini kontrol eden sinirlere (rekürren larengeal sinir) baskı yapması sonucu ses kısıklığı gelişebilir.
İmmünolojik Belirti ve Bulgular (Paraneoplastik Sendromlar):
Timoma ve timik karsinomalar, bağışıklık sistemiyle ilişkili nadir durumlar olan paraneoplastik sendromlara yol açabilir. Bu sendromlar, tümörün doğrudan etkisiyle değil, tümörün ürettiği maddelerin veya bağışıklık sisteminin anormal yanıtının vücudun diğer bölgelerini etkilemesiyle ortaya çıkar. En sık görülenler:
Myastenia Gravis (MG): En sık timoma ile ilişkili paraneoplastik sendromdur. Kaslarda güçsüzlük, yorgunluk, çift görme, göz kapaklarında düşme (pitozis), yutma ve konuşma güçlüğü gibi belirtilerle kendini gösterir.
Saf Kırmızı Hücre Aplazisi (Pure Red Cell Aplasia - PRCA): Vücudun kırmızı kan hücrelerini üretme yeteneğinin azalmasıyla ortaya çıkan nadir bir kan bozukluğudur. Belirtileri anemi (kansızlık) ile ilişkilidir (yorgunluk, solukluk, nefes darlığı).
Hipogamaglobulinemi (Good Sendromu): Vücudun enfeksiyonlarla savaşan antikorları (immunglobulinler) yeterince üretemediği bir bağışıklık yetersizliği durumudur. Tekrarlayan enfeksiyonlara (özellikle solunum yolu enfeksiyonları) yatkınlık ile karakterizedir.
Eritematöz Lupus, Romatoid Artrit, Polimiyozit: Daha az yaygın olmakla birlikte, diğer otoimmün hastalıklar da timoma ile ilişkilendirilebilir
Bu belirtilerin herhangi biri görüldüğünde, özellikle kalıcıysa, mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Erken tanı, her kanserde olduğu gibi timoma ve timik karsinomada da tedavi başarısı için kritik öneme sahiptir.
Timoma ve Timik Karsinoma Teşhisi Nasıl Konulmaktadır?
Timoma ve timik karsinoma, göğüs boşluğundaki timüs bezinden kaynaklanan tümörler olduğu için teşhis süreçleri, genellikle belirtilerin ortaya çıkmasıyla başlar ve çeşitli görüntüleme, biyopsi ve laboratuvar testlerini içerir.
Teşhis Süreci Adımları:
Hastanın şikayetleri (kronik öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, yüzde ve boyunda şişlik gibi) dikkatlice dinlenir.
Özellikle Myastenia Gravis gibi paraneoplastik sendromlara işaret eden kas güçsüzlüğü, çift görme gibi belirtiler sorgulanır.
Doktor tarafından genel bir fizik muayene yapılır.
Akciğer Grafisi (Göğüs Röntgeni): Genellikle ilk yapılan testtir ve mediastende (göğüs boşluğunun ortası) kitle varlığını gösterebilir. Ancak küçük tümörleri veya yerleşimleri nedeniyle her zaman belirgin olmayabilir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT) (Göğüs BT): Timoma ve timik karsinoma tanısında en önemli görüntüleme yöntemidir. Tümörün kesin yerini, boyutunu, şeklini, çevre organlarla (kalp, akciğerler, büyük damarlar) ilişkisini ve olası yayılımını (lenf bezleri veya uzak metastaz) çok detaylı gösterir. Damardan kontrast madde verilerek daha net görüntüler elde edilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Özellikle tümörün büyük damarlar veya omurilik ile ilişkisini daha detaylı değerlendirmek için BT'ye ek olarak kullanılabilir.
PET/BT (Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi): Tümörün metabolik aktivitesini değerlendirir ve metastaz (yayılım) olup olmadığını araştırmada özellikle timik karsinomada ve agresif timomalarda faydalıdır.
Kan Testleri:
Spesifik bir tümör belirteci bulunmamakla birlikte, bazı durumlarda paraneoplastik sendromlara işaret eden testler yapılabilir (örn: Myastenia Gravis için asetilkolin reseptör antikoru).
Genel sağlık durumunu değerlendirmek için rutin kan sayımı ve biyokimya testleri yapılır.
Biyopsi (Kesin Tanı):
Görüntüleme yöntemleriyle şüpheli bir kitle saptandığında, kesin tanı için biyopsi şarttır. Biyopsi yöntemleri şunları içerebilir:
İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB) veya Kalın İğne Biyopsisi: Görüntüleme rehberliğinde (BT veya ultrason eşliğinde) göğüs duvarından girilerek kitleden parça alınması.
Mediastinoskopi: Boyundan küçük bir kesiyle girilerek timüs bezine ulaşılması ve tümörden parça alınması. Bu yöntem daha invazivdir ancak daha büyük ve tanı için yeterli doku sağlar.
Torakoskopi (VATS - Video Yardımlı Torakoskopik Cerrahi): Göğüs duvarına açılan küçük deliklerden kameralı bir aletle girilerek tümörden biyopsi alınması veya küçük tümörlerin tamamen çıkarılması.
Açık Biyopsi/Torakotomi: Nadiren, diğer yöntemlerle tanı konulamadığında veya tümörün büyük olduğu durumlarda daha geniş bir cerrahi girişimle doku alınması.
Alınan biyopsi örnekleri, patoloji uzmanı tarafından mikroskop altında incelenir. Patolojik inceleme, tümörün timoma mı, timik karsinoma mı olduğunu, alt tipini ve diğer özelliklerini belirleyerek kesin tanıyı koyar.
Evreleme:
Tanı konulduktan sonra, tümörün ne kadar yayıldığını belirlemek için ek görüntüleme testleri (örneğin tüm vücut PET/BT veya toraks, karın, pelvis BT) yapılabilir. Evreleme, tedavi planının oluşturulmasında kritik rol oynar.
Bu aşamaların tamamı, doğru ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturmak için multidisipliner bir ekip (göğüs cerrahları, tıbbi onkologlar, radyasyon onkologları, patologlar ve radyologlar) tarafından birlikte değerlendirilir.
Timoma ve timik Karsinomanin evrelemesi, kanserin büyüklüğüne ve vücudun diğer bölgelere yayılma durumuna göre yapılır. Evreleme, genellikle şu şekilde yapılır:
Evre I: Kanser yalnızca timus bezinde sınırlıdır ve çevre dokulara yayılmamıştır.
Evre II: Kanser, timus bezinin çevresindeki dokulara yayılmıştır, ancak lenf düğümleri veya uzak organlara yayılmamıştır.
Evre III: Kanser, çevre organlara ve lenf düğümlerine yayılmaya başlamıştır.
Evre IV: Kanser, uzak organlara (örneğin, akciğerler, karaciğer) yayılmıştır.
Timoma ve timik karsinoma tedavisi, kanserin evresine göre farklılık gösterir:
Evre I: Erken evre timoma, cerrahi müdahale ile tedavi edilir. Timus bezi ve tümör, genellikle tamamen cerrahi olarak çıkarılır.
Evre II ve III: Bu evrelerde, kanser çevre dokulara yayılmıştır. Tedavi genellikle cerrahi müdahale ve ardından kemoterapi veya radyoterapiyi içerir. Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmeye yardımcı olurken, radyoterapi tümörün yerel olarak tedavi edilmesini sağlar.
Evre IV: Timik Karsinomanin ileri evrelerinde, tedavi daha agresif olabilir. Kemoterapi, immünoterapiler ve hedefe yönelik tedaviler gibi sistemik tedavi yöntemleri kullanılır. Ayrıca, semptomları hafifletmeye yönelik palyatif tedavi uygulanabilir.
Timoma ve timik Karsinomanin tedavisinde kullanılan güncel sistemik tedavi seçenekleri şunlardır:
🔸Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmeye yönelik kullanılan ilaçlar, timik karsinoma tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Timoma tedavisinde ise genellikle cerrahi tedavi yeterli olabilir.
🔸İmmünoterapi: Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerine karşı savaşmasını sağlayan tedavi yöntemidir. Timik karsinoma tedavisinde, PD-1 veya PD-L1 inhibitörleri gibi ilaçlar kullanılabilir.
🔸Hedefe Yönelik Tedavi: Kanserin büyümesini engelleyen hedefe yönelik tedavi yöntemleri, genetik ve moleküler testler ile belirlenen mutasyonlara karşı uygulanabilir.
🔸Radyoterapi: Kanserin bulunduğu bölgeye ışın tedavisi uygulanabilir. Özellikle cerrahi müdahale sonrası kanserin yeniden oluşmasını engellemek için kullanılabilir.
🔸Cerrahi (Ameliyat) .Cerrahi, timus tümörlerinde kür sağlayabilen en önemli tedavi yöntemidir. Timoma olgularında, mümkünse tam rezeksiyon (R0) hedeflenir. Cerrahiye uygun olmayan vakalarda neoadjuvan (öncesinde) tedavi ile rezektabl hale getirilmesi amaçlanabilir. Timik karsinom genellikle daha invaziv olduğundan, cerrahi ancak erken evrelerde mümkündür.
🔸Radyoterapi: Radyoterapi, cerrahi sonrası pozitif sınır (mikroskobik ya da makroskobik rezidü) olan olgularda veya cerrahi yapılamayan hastalarda kullanılır.Timoma: Adjuvan radyoterapi, özellikle evre II ve III’te önerilir. Timik karsinom: Lokal kontrol amacıyla, cerrahi sonrası veya kemoterapiyle birlikte kombinasyon şeklinde kullanılabilir.
🔸Palyatif Tedavi: İleri evrelerde, hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik tedavi seçenekleri kullanılır. Bu tedavi, semptomları yönetmeye ve hastanın yaşam süresini uzatmaya odaklanır.
Timoma ve timik karsinom, mediastende (göğüs boşluğunda, sternum arkasında) yer alan timus bezinden kaynaklanan nadir tümörlerdir.
→ Timoma genellikle yavaş ilerler ve prognozu iyidir.
→ Timik karsinom ise daha agresif, hızlı yayılan ve kötü seyirli bir tümördür.
Timomalar → Erken evrede ve düşük dereceli tiplerde sağkalım oranı çok yüksektir.
Timik karsinom → Agresif ve kötü seyirli, erken tanı şansı az, sağkalım düşüktür.
Evre arttıkça sağkalım oranları belirgin şekilde azalır.
Copyright 2025 | Doç. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı