Serviks, kadının üreme sisteminde rahim ile vajina arasındaki bağlantıyı sağlayan organıdır. Rahmin alt kısmında yer alan bu yapı, vajinaya açılır ve adeta rahmi dış ortamdan ayıran bir geçiş noktasını oluşturur. Serviksin önemli işlevlerinden biri, doğum sırasında bebeğin rahimden geçişine yardımcı olmaktır. Ayrıca, serviksin iç kısmında bulunan mukus, yumurtlama döneminde sperm geçişini kolaylaştırırken, diğer zamanlarda vajinayı dış etmenlerden korur.
Serviks kanseri, serviks hücrelerinin anormal şekilde büyüyüp çoğalmaya başlaması sonucu gelişen kanser türüdür. Bu kanserin en yaygın nedeni, Human Papillomavirus (HPV) enfeksiyonudur. HPV virüsü, cinsel ilişki yoluyla bulaşan ve servikste hücre değişikliklerine yol açabilen bir virüstür. Erken evrelerde belirti göstermeyebilir, ancak ilerleyen evrelerde kanama, ağrı veya diğer belirtiler ortaya çıkabilir. Erken tanı, serviks kanserinin tedavisinde büyük önem taşır.
Serviks kanseri için bilinen birkaç risk faktörü vardır. Bu risk faktörlerinin varlığı, kanserin gelişme olasılığını artırabilir:
📌HPV Enfeksiyonu: Özellikle HPV-16 ve HPV-18 gibi yüksek risk taşıyan HPV türleri serviks kanseri ile ilişkilidir.
📌Cinsel Aktivite: Erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak veya çok sayıda cinsel partner olmak HPV bulaşma riskini artırır.
📌Zayıf Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler (örneğin, HIV pozitif hastalar) serviks kanserine yakalanma riski taşır.
📌Sigara İçmek: Sigara içmek, vücudun enfeksiyonları yenme yeteneğini zayıflatarak serviks kanseri riskini artırır.
📌Doğum Kontrol Hapları Kullanmak: Uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak, serviks kanseri riskini bir miktar artırabilir.
📌Aile Öyküsü: Ailede serviks kanseri öyküsü bulunması, kişide kanser gelişme olasılığını artırabilir.
📌Düşük Sosyoekonomik Düzey: Düşük gelirli bölgelerde yaşayan ve sağlık hizmetlerine ulaşmada zorluk çeken kadınlar, daha fazla risk altındadır.
📌Çok sayıda doğum yapmış olmak: Çok sayıda doğum yapmak, serviks kanseri riskini artırabilir.
Serviks kanserinden korunmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
✅HPV Aşısı: HPV'ye karşı aşılama, serviks kanserini önlemede etkili bir yöntemdir. Aşı, kanserin en yaygın nedenini önleyerek riskin büyük bir kısmını ortadan kaldırır.
✅Düzenli Pap Smear Testi: Pap smear testi, servikste anormal hücre değişikliklerini erken dönemde tespit edebilir. Bu test, serviks kanseri erken aşamalarda teşhis edilebilmesini sağlar.
✅Sağlıklı Yaşam Tarzı: Sigara içmemek, sağlıklı bir diyet izlemek ve düzenli egzersiz yapmak bağışıklık sistemini güçlendirir, böylece kanser riskini azaltabilir.
✅Cinsel Sağlık: Cinsel ilişkilerde prezervatif kullanmak, HPV enfeksiyonu riskini azaltabilir.
✅Düşük Sosyoekonomik Durumdan Kaçınma: Sağlık hizmetlerine erişim sağlayarak, düzenli sağlık kontrolleri yapmak serviks kanserinin önlenmesinde etkili olacaktır.
✅HPV Testi: HPV testi, yüksek risk taşıyan HPV türlerinin varlığını belirleyerek, erken müdahale için fırsat yaratabilir.
Serviks (rahim ağzı) kanserinin erken evrelerinde genellikle belirti görülmez. Belirtiler ortaya çıktığında ise sıklıkla ilerlemiş evrelerde ve diğer jinekolojik sorunlarla karışabilecek şekillerde olabilir. Bu nedenle düzenli jinekolojik muayene ve smear testi hayati önem taşır. İşte serviks kanserinin olası belirti ve bulguları:
📌Sık Görülen Belirtiler (Genellikle İlerlemiş Evrelerde):
Anormal Vajinal Kanama:
Adet dönemleri arasında kanama.
Cinsel ilişkiden sonra kanama.
Menopoz sonrası kanama.
Normalden daha uzun veya yoğun adet kanamaları.
Anormal Vajinal Akıntı:
Sulu, pembe, soluk, kahverengi veya kötü kokulu akıntı.
Kanlı akıntı.
Pelvik Ağrı: Sürekli veya aralıklı, künt veya keskin olabilen alt karın veya kasık ağrısı.
Cinsel İlişki Sırasında Ağrı (Disparoni).
📌Daha Az Görülen veya İleri Evre Belirtileri:
Sırt Ağrısı.
Bacak Ağrısı veya Şişliği.
Yorgunluk.
Kilo Kaybı.
İştahsızlık.
İdrar Yapmada Zorluk veya Sık İdrara Çıkma (kanser mesaneye yayıldığında).
Kabızlık (kanser rektuma yayıldığında).
Önemli Not: Bu belirtilerin birçoğu serviks kanserine özgü değildir ve daha yaygın görülen jinekolojik sorunlarla (enfeksiyonlar, polipler, miyomlar vb.) da ilişkili olabilir. Ancak bu belirtilerden herhangi birinin sürekli hale gelmesi, sıklığının artması veya normalden farklı olması durumunda vakit kaybetmeden bir jinekolog veya jinekolojik onkoloğa başvurmak önemlidir. Erken teşhis, serviks kanserinde tedavi başarısını önemli ölçüde artırabilir. Düzenli smear testi ve HPV aşısı, serviks kanserinden korunmada en etkili yöntemlerdir.
Serviks (rahim ağzı) kanserinin teşhisi, genellikle bir dizi farklı yöntemin kombinasyonu ile konulur ve prekanseröz (kanser öncesi) lezyonların erken tespiti büyük önem taşır:
Jinekolojik Muayene ve Smear Testi (Pap Smear): Bu, serviks kanseri taramasının temelidir. Doktor, spekulum adı verilen bir aletle vajinayı açarak serviksi gözle muayene eder ve özel bir fırça veya spatula ile serviks yüzeyinden hücre örnekleri alır. Bu hücreler laboratuvarda mikroskop altında incelenerek anormal veya prekanseröz değişiklikler araştırılır. Smear testi, kanser gelişmeden yıllar önce hücresel düzeydeki anormallikleri tespit edebilir.
Kolposkopi: Smear testinde anormal sonuçlar çıkması durumunda uygulanan bir inceleme yöntemidir. Kolposkop adı verilen büyüteçli bir mikroskop benzeri aletle serviks daha detaylı bir şekilde incelenir. Anormal alanlar daha belirgin hale getirmek için özel solüsyonlar (örneğin asetik asit) uygulanabilir.
Biyopsi: Kolposkopi sırasında anormal görünen bölgelerden küçük doku örnekleri (biyopsi) alınır. Bu biyopsi örnekleri patolojik incelemeye gönderilerek kesin tanı konulur. Biyopsi yöntemleri arasında şunlar yer alabilir:
Punch Biyopsi: Küçük bir doku parçası alınır.
Konizasyon (Koni Biyopsi): Serviksten koni şeklinde bir doku parçası çıkarılır. Bu hem tanısal hem de bazı prekanseröz lezyonların tedavisinde kullanılabilir.
LEEP/LLETZ (Loop Elektroeksizyon Prosedürü/Geniş Döngülü Elektroeksizyon): Elektrik akımı taşıyan ince bir tel döngü kullanılarak anormal doku çıkarılır. Bu da hem tanı hem de tedavi amaçlı kullanılabilir.
Patolojik İnceleme: Biyopsi veya smear örneklerinden elde edilen hücre ve dokular, bir patolog tarafından mikroskop altında incelenerek kanser hücrelerinin varlığı, tipi ve grade'i (agresiflik derecesi) belirlenir. Prekanseröz lezyonların (CIN 1, CIN 2, CIN 3) derecelendirilmesi de bu inceleme ile yapılır.
Görüntüleme Yöntemleri (Kanserin Yayılımını Değerlendirmek İçin): Eğer serviks kanseri tanısı konulursa, kanserin yerel yayılımını ve uzak metastazlarını araştırmak için çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılabilir:
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Pelvik bölgenin detaylı görüntülerini alarak tümörün büyüklüğünü, rahim ve diğer komşu organlara yayılımını değerlendirmede en sık kullanılan yöntemdir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Karın ve pelvik bölgenin görüntülerini alarak lenf nodu metastazlarını ve uzak metastazları değerlendirmede yardımcı olabilir.
Pozitron Emisyon Tomografisi - Bilgisayarlı Tomografi (PET-BT): Uzak metastaz şüphesi varsa kullanılabilir.
Cerrahi Evreleme: Bazı durumlarda, kanserin evresini belirlemek için cerrahi gerekebilir. Bu, lenf nodlarının çıkarılması ve incelenmesini içerebilir.
Serviks kanseri teşhisi, genellikle anormal smear testi sonuçları ile başlayan ve kolposkopi ile biyopsi ile kesinleşen bir süreçtir. Erken teşhis, tedavi seçeneklerini artırır ve başarı şansını yükseltir. Bu nedenle, düzenli jinekolojik kontroller ve smear testi yaptırmak hayati önem taşır. Ayrıca HPV aşısı da serviks kanserinden korunmada önemli bir rol oynar.
Serviks kanserinin evrelemesi, kanserin yayılma derecesine göre yapılır. Evrelemede kullanılan sistem FIGO (Uluslararası Jinekoloji ve Obstetrik Federasyonu) tarafından geliştirilmiştir. Evreler şunlardır:
🔸Evre I: Kanser sadece servikste yer alır.
🔸Evre II: Kanser, serviksin ötesine geçer ve vajina veya pelvik duvarlara yayılır.
🔸Evre III: Kanser, pelvik bölgeye yayılır, vajinaya ve/veya pelvik duvara ulaşır.
🔸Evre IV: Kanser, vücudun diğer organlarına, örneğin mesane, rektum veya uzak organlara yayılır.
Evrelendirme, cerrahi ve görüntüleme testleri ile yapılır. Evrelemenin doğru yapılması, tedavi seçeneklerini belirlemede yardımcı olur.
Serviks kanserinin tedavisi, kanserin evresine bağlı olarak değişir:
🔹Evre I:
Cerrahi Müdahale: Kanserin sadece servikste sınırlı olduğu bu evrede, rahmin alınması (histerektomi) genellikle tek tedavi seçeneğidir.
Radyoterapi: Cerrahiden sonra, kanserin yeniden ortaya çıkmasını önlemek amacıyla radyoterapi uygulanabilir.
🔹Evre II ve III:
Cerrahi Müdahale: Rahim, yumurtalıklar ve tüplerin alınması gerekebilir.
Radyoterapi ve Kemoterapi: Kanserin yayılma olasılığına karşı kemoterapi ve radyoterapi kombinasyonu kullanılabilir.
🔹Evre IV:
Kemoterapi ve İmmünoterapi: Uzak organlara yayılma durumunda, kemoterapi tedavisi ve immünoterapiler uygulanabilir.
Palyatif Bakım: Tedaviye yanıt alınamayan durumlarda, semptomları hafifletmek için palyatif bakım uygulanabilir.
Serviks kanserinde sistemik tedavi, çoğunlukla ileri evre (Evre IV), nüks ya da radyoterapiye ek olarak uygulanır. Günümüzde kemoterapiye ek olarak immünoterapi ve hedefe yönelik ajanlar da tedavi seçenekleri arasındadır. Tedavi planı, hastalığın yaygınlığı, PD-L1 ekspresyon durumu, performans skoru ve daha önce alınan tedavilere göre belirlenir.
➤ Kemoterapi
Kemoterapi, serviks kanserinde sistemik tedavinin temelini oluşturur.
🔹 İleri Evre ve Nüks Hastalıkta (Evre IVB veya Rektal/Vajinal Nüks):
🔹 Kemoradyoterapi sırasında (konkomitan):
➤ İmmünoterapi
Son yıllarda immünoterapiler, özellikle PD-L1 pozitif hastalarda tedavi algoritmasına girmiştir.
➤ Hedefe Yönelik Tedaviler
🔹 Bevacizumab (anti-VEGF ajan)
🔹 Tisotumab Vedotin (ADC – antikor-ilaca konjugat)
➤ Genetik ve Moleküler Testlerin Önemi
PD-L1 testi: İmmünoterapi seçimini belirler (CPS ≥1 ise etkilidir)
MSI-H / dMMR: Çok nadirdir, varsa pembrolizumab etkili olabilir
Tümör mutasyon yükü (TMB): Klinik araştırmalarda değerlendirilmektedir
Serviks kanserinde sistemik tedavi, özellikle ileri evre ve nüks durumlarında kemoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavilerin kombinasyonuyla uygulanır. Pembrolizumab ve bevacizumab gibi ajanlar, sağkalımı uzatmakta ve tedavi başarısını artırmaktadır. Bu nedenle, tedavi kararı verirken hastanın klinik durumu kadar moleküler profili de mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavi planlaması mutlaka multidisipliner bir ekip tarafından yapılmalıdır.
Rahim ağzı kanseri (serviks kanseri), özellikle HPV (Human Papilloma Virus) enfeksiyonuna bağlı gelişen ve erken tanı ile tamamen tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Sağkalım oranları hastalığın evresine, yayılımına ve uygulanan tedavilere göre değişir.
Sağkalımı Etkileyen Faktörler
Evre
Tümör boyutu
Lenf nodu tutulumu
Uzak metastaz varlığı
HPV tipi
Tedaviye yanıt
İmmün sistem durumu
Copyright 2025 | Doç. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı