Overin borderline tümörü, yumurtalık kanserinin nadir bir formudur. Borderline tümörler, "iyi huylu" ve "kötü huylu" kanserler arasında yer alır. Bunlar, kanserin başlangıç aşamasında olup genellikle daha az agresif olan, ancak tedavi edilmezse kanserleşme riski taşıyan tümörlerdir. Overin borderline tümörleri, yumurtalıkların epitel hücrelerinden (yumurtalık yüzeyindeki hücreler) kaynaklanır ve genellikle ilerleyen evrelerde daha yayılmaya başlarlar. Bu tümörler, genellikle kadınların erken yaşlarda, genellikle 30-40 yaş arasında görülür.
Overin borderline tümörü risk faktörleri arasında şunlar yer alır:
📌Yaş: Overin borderline tümörleri genellikle 30-40 yaş arasındaki kadınlarda görülür. Ancak, herhangi bir yaşta da gelişebilir.
📌Genetik Yatkınlık: Ailede yumurtalık kanseri öyküsü olan kadınlar, daha yüksek risk altındadır. BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonları, yumurtalık kanseri riskini artırabilir.
📌Hormon Tedavisi: Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı, bazı araştırmalara göre borderline tümör riskiyle ilişkilendirilmektedir. Ancak bu konuda kesin bir sonuç yoktur.
📌İnfertilite: Çocuk sahibi olamama (infertilite), overin borderline tümörü riskini artırabilir. Ayrıca, tüp bebek tedavisi gibi bazı üreme tedavilerinin de risk faktörü oluşturabileceği öne sürülmüştür.
📌Ailede Yumurtalık Kanseri Öyküsü: Ailede yumurtalık kanseri geçirmiş kadınlar, genetik yatkınlık nedeniyle daha yüksek risk taşır.
Overin borderline tümörlerinden korunmak için alınabilecek önlemler şunlar olabilir:
✅Düzenli Jinekolojik Kontroller: Yumurtalıklar, başlangıçta belirgin semptomlar göstermez, bu nedenle düzenli jinekolojik muayeneler ve ultrason taramaları, erken teşhis açısından çok önemlidir.
✅Genetik Testler: Ailede yumurtalık kanseri öyküsü bulunan kadınlar, BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonlarını test ettirerek risklerini değerlendirebilirler.
✅Hormonal Tedavi ve Kontraseptif Kullanımı: Doğum kontrol hapları, uzun süreli kullanımla over kanserinin riskini azaltabileceği için, borderline tümörlerin gelişme riskini de azaltabilir.
✅Erken Gebelik ve Doğum: Gebelik ve doğum, kadınların yumurtalık sağlığına olumlu etkiler yapabilir, çünkü doğum yapmamış kadınlar daha yüksek risk altında olabilir.
✅Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve sigara içmemek gibi sağlıklı alışkanlıklar, genel sağlık durumu üzerinde olumlu etkiler yaratır ve risk faktörlerini azaltabilir.
Overin borderline tümörlerinin evrelemesi, genellikle yumurtalık kanserinde olduğu gibi, klinik bulgular ve patolojik testler ile yapılır. Evreleme sistemi, tümörün boyutuna, yerleşimine ve yayılma durumuna dayanır:
🔸Evre I: Tümör yalnızca bir veya her iki yumurtalıkta bulunur ve yayılım göstermemektedir.
🔸Evre II: Tümör, yumurtalıklar dışında pelvik organlara yayılmıştır (örneğin, rahim, tüpler).
🔸Evre III: Tümör, karın bölgesine ya da pelvik lenf düğümlerine yayılmıştır.
🔸Evre IV: Tümör, uzak organlara, örneğin akciğerler veya karaciğer gibi alanlara yayılmıştır.
🔹Evre I (Erken evre, over ile sınırlı)
Fertilite isteyen hastalarda:
Unilateral salpingo-ooforektomi veya yalnızca kist çıkarımı yapılabilir.
Rahim ve diğer over korunabilir.
Cerrahinin eksiksiz evreleme içerdiğinden emin olunmalıdır:
Peritoneal yıkama, omentum biyopsisi ve görsel muayene.
Fertilite istemeyen hastalarda:
Total abdominal histerektomi + bilateral salpingo-ooforektomi + omentektomi önerilir.
Adjuvan tedavi gerekmez. 5 yıllık sağkalım oranı >%95’tir.
🔹Evre II (Pelvis dışına yayılım)
Total cerrahi uygulanır: Rahim ve her iki overin alınması, omentektomi ve peritoneal biyopsiler.
Genç ve fertilite isteyen hastalarda, dikkatli bir şekilde konservatif cerrahi planlanabilir.
Adjuvan kemoterapi genellikle gerekmez.
Nüks riski artmış olabilir, bu nedenle yakın takip önemlidir.
🔹Evre III (Karın içi yayılım, peritoneal implantlar)
Cerrahi sitoredüksiyon ana tedavidir. Amaç, görünür tümörün tamamen çıkarılmasıdır.
İnvazif olmayan implantlarda sistemik tedaviye ihtiyaç nadirdir.
İnvazif implant varsa veya mikropapiller yapı saptanırsa, kemoterapi ya da hormon tedavisi düşünülebilir.
Fertilite isteyen hastalarda selektif organ koruyucu cerrahi mümkündür ama yüksek nüks riski taşır.
🔹Evre IV (Uzak metastaz)
Nadir görülür. Plevral efüzyon en sık yayılım şeklidir.
Cerrahi önceliklidir; ancak tümör yüküne göre sistemik tedavi (kemoterapi, hormonoterapi) planlanabilir.
Adjuvan tedavi kararı, implant tipi ve hasta özelinde verilir.
Takip protokolü, nüks açısından çok yakından yapılmalıdır.
✅Kemoterapi
Standart kemoterapi protokolleri (örneğin karboplatin + paklitaksel) borderline tümörlerde rutin olarak kullanılmaz.
Sadece malign transformasyon durumunda veya ileri evre, invazif implantlı olgularda tercih edilir.
✅Hormon Tedavisi
Hormon reseptör pozitifliği olan borderline tümörlerde (özellikle seröz alt tip), tamoksifen veya aromataz inhibitörleri gibi ajanlar düşünülebilir.
Nüksleri baskılamak veya cerrahiden kaçınan hastalarda hastalık kontrolü için kullanılır.
✅Hedefe Yönelik ve Moleküler Tedaviler (Araştırma Aşamasında)
Borderline tümörlerde yaygın mutasyonlar arasında KRAS, BRAF gibi mutasyonlar yer alır.
MEK inhibitörleri gibi hedefe yönelik ajanlar, özellikle düşük dereceli seröz karsinomlara progresyon göstermiş olgularda klinik çalışmalarda değerlendirilmektedir.
Bu ajanlar borderline tümörler için henüz standart değildir ancak gelecekte umut vaat etmektedir.
Borderline over tümörleri, invazif olmayan, ancak bazı olgularda karın içine yayılım gösterebilen ve nadiren malign dönüşüm potansiyeli olan epitelyal over tümörleridir. Genellikle iyi prognozludur ve erken evrede tanı alma olasılığı yüksektir. Cerrahi tedavi sonrası sağkalım oranları, invazif over kanserine göre oldukça yüksektir.
Genel Sağkalım Oranları
Evre |
5 Yıllık Sağkalım Oranı |
10 Yıllık Sağkalım Oranı |
---|---|---|
Evre I |
%95–99 |
%90–95 |
Evre II–III |
%75–90 |
%60–85 |
Evre IV |
%60–75 (nadirdir) |
%50–60 |
🔹 Evre I hastalar, genellikle tek taraflı sınırlı hastalığa sahiptir ve tam cerrahi sonrası neredeyse kür sağlanır.
🔹 Evre II–III hastalarda prognoz, peritoneal implantların tipiyle yakından ilişkilidir:
İnvazif olmayan implant → daha iyi sağkalım
İnvazif implant → daha düşük sağkalım ve artmış nüks riski
Sağkalımı Etkileyen Faktörler
Cerrahinin kapsamı: Tam çıkarım sağlanan olgularda sağkalım daha yüksektir.
Fertilite koruyucu cerrahi: Genç kadınlarda tercih edilir; genel sağkalımı etkilemez ancak nüks riski hafif artar.
İmplant tipi:
İnvazif olmayan implantlar → daha iyi prognoz
İnvazif implantlar → daha düşük sağkalım ve sistemik tedavi ihtiyacı
Histolojik varyant: Mikropapiller varyant, daha agresif seyir gösterebilir.
Nüks Riski
Genel olarak BOT'lerde nüks oranı %5–30 arasında değişir.
Fertilite koruyucu cerrahi yapılan genç kadınlarda nüks oranı daha yüksektir (%15–30), ancak genellikle tekrar cerrahi ile kontrol altına alınabilir.
Copyright 2025 | Doç. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı