Nazofarenks, burun boşluğunun arka kısmında yer alan, burun ve ağız yoluyla alınan havayı soluk borusuna ve yemek borusuna yönlendiren bir bölgedir. Baş ve boyun bölgesinde bulunan nazofarenks, lenf düğümleri, kas ve yumuşak dokulardan oluşur. Bu bölge hem solunum hem de sindirim sistemiyle ilişkili olduğundan hayati işlevlere sahiptir.
Nazofarenks kanseri, nazofarenkste bulunan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kanser türüdür. Genellikle burun tıkanıklığı, kanlı burun akıntısı, işitme kaybı gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Nadiren görülen bu kanser türü, özellikle Güneydoğu Asya ve Çin gibi bazı bölgelerde daha yaygındır. Nazofarenks kanseri, squamöz hücreli karsinom olarak adlandırılan hücre tipinden kaynaklanır ve çoğunlukla lenf düğümlerine yayılım gösterebilir.
Nazofarenks kanserinin gelişiminde rol oynayan bazı risk faktörleri şunlardır:
📌Epstein-Barr Virüsü (EBV) Enfeksiyonu: Bu virüsle enfekte olmak, nazofarenks kanserinin oluşma riskini artırır.
📌Genetik Yatkınlık: Bazı genetik faktörler, bu kanserin gelişimini kolaylaştırabilir.
📌Beslenme: Tuzlanmış, tütsülenmiş ve fermente edilmiş gıdalar tüketmek, nazofarenks kanseri riskini artırabilir.
📌Sigara ve Alkol Kullanımı: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi de riski artırır.
📌Yaş ve Cinsiyet: Bu kanser türü çoğunlukla 40-60 yaş arası erkeklerde görülmektedir.
Nazofarenks kanserinden korunma yolları, risk faktörlerini en aza indirgemekle başlar. İşte korunma yolları:
✅Beslenme Alışkanlıklarını Değiştirmek: Tuzlu ve tütsülenmiş gıdalardan kaçınmak önemlidir.
✅Sigara ve Alkolden Kaçınmak: Tütün ve alkol kullanımını azaltmak veya tamamen bırakmak korunmada etkili olabilir.
✅Düzenli Kontroller: Ailede bu tür kanser vakaları varsa, düzenli doktor kontrolüne gitmek erken teşhis açısından önem taşır.
✅Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek: Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.
Nazofarenks kanseri, burun boşluğunun arkasında ve boğazın üst kısmında yer alan nazofarenks bölgesinde gelişen bir kanser türüdür. Belirti ve bulguları, kanserin büyüklüğüne, yayılımına ve etkilediği yapılara göre değişiklik gösterebilir. Erken evrelerde belirtiler hafif olabilir veya hiç olmayabilir. Ancak ilerleyen evrelerde daha belirgin hale gelirler. İşte nazofarenks kanserinin sık görülen belirti ve bulguları:
Burun ve Boğazla İlgili Belirtiler:
Tek Taraflı Burun Tıkanıklığı: Özellikle geçmeyen ve ilerleyici burun tıkanıklığı.
Burundan Kanlı veya Mukuslu Akıntı: Tek taraflı ve tekrarlayan burun kanamaları veya kanla karışık sümük.
Boğazda Dolgunluk veya Ağrı Hissi: Geçmeyen boğaz ağrısı veya bir şey takılıyormuş hissi.
Yutma Güçlüğü (Disfaji): Özellikle tümör büyüdükçe ortaya çıkabilir.
Ses Değişikliği (Hosseklik): Nadiren görülür, ancak tümör ses tellerini etkileyebilir.
Tekrarlayan Sinüs Enfeksiyonları: Özellikle tedaviye yanıt vermeyen sinüs enfeksiyonları.
Kulakla İlgili Belirtiler:
Tek Taraflı İşitme Kaybı: Özellikle iletim tipi işitme kaybı (sesin dış kulaktan iç kulağa iletilmesinde sorun).
Kulakta Çınlama (Tinnitus): Tek taraflı çınlama.
Kulakta Dolgunluk veya Basınç Hissi: Orta kulakta sıvı birikimine bağlı olabilir.
Tekrarlayan Orta Kulak Enfeksiyonları: Özellikle yetişkinlerde tek taraflı ve tekrarlayan enfeksiyonlar.
Boyun ve Lenf Bezleriyle İlgili Belirtiler:
Boyunda Ağrısız Şişlik (Lenfadenopati): En sık görülen belirtilerden biridir. Genellikle tek taraflı ve sert kitleler şeklinde boynun üst ve arka kısımlarında hissedilir. Bu şişlikler zamanla büyüyebilir.
Sinir Sistemiyle İlgili Belirtiler (İleri Evrelerde):
Tümör kafatabanı tabanına doğru büyüdüğünde veya sinirlere baskı yaptığında ortaya çıkabilir:
Baş Ağrısı: Özellikle geçmeyen ve şiddetli baş ağrısı.
Çift Görme (Diplopi).
Yüzde Uyuşma veya Ağrı.
Göz Kapağı Düşüklüğü (Ptozis).
Yüz Kaslarında Güçsüzlük.
Sistemik Belirtiler (İleri Evrelerde):
Açıklanamayan Kilo Kaybı.
Sürekli Yorgunluk ve Halsizlik.
Gece Terlemeleri.
Önemli Not: Bu belirtilerin birçoğu nazofarenks kanserine özgü değildir ve daha yaygın görülen enfeksiyonlar veya diğer sağlık sorunlarından da kaynaklanabilir. Ancak bu belirtilerden herhangi birinin uzun sürmesi, tekrarlaması veya şiddetlenmesi durumunda vakit kaybetmeden bir Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanına başvurmak önemlidir. Erken teşhis, nazofarenks kanserinde tedavi başarısını önemli ölçüde artırabilir. Özellikle yukarıda belirtilen burun, boğaz ve kulakla ilgili tek taraflı ve geçmeyen şikayetlere dikkat edilmelidir.
Nazofarenks kanserinin teşhisi, dikkatli bir klinik değerlendirme, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi ile konulmaktadır. İşte tanı sürecinde uygulanan adımlar:
📌Tıbbi Öykü ve Fizik Muayene: Doktor, hastanın belirtilerini (burun tıkanıklığı, kanlı akıntı, işitme kaybı, boyunda şişlik vb.) ve risk faktörlerini (Epstein-Barr virüsü enfeksiyonu, aile öyküsü, çevresel faktörler) detaylı olarak sorgular. Baş ve boyun bölgesini elle muayene ederek şişlikleri kontrol eder.
📌Nazofarenks Endoskopisi: Burun içinden ince, ışıklı bir kamera (endoskop) ile nazofarenks bölgesi doğrudan görüntülenir. Bu sayede tümör veya diğer anormallikler tespit edilebilir. Gerekirse bu işlem sırasında biyopsi alınabilir.
📌Biyopsi: Kesin tanı, şüpheli görünen bölgeden alınan doku örneğinin (biyopsi) patolojik olarak incelenmesiyle konulur. Biyopsi, endoskopi sırasında veya cerrahi olarak alınabilir. Patolojik inceleme, kanser hücrelerinin tipini ve derecesini belirler.
📌Görüntüleme Yöntemleri: Kanserin yayılımını değerlendirmek ve evrelemeyi belirlemek için çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılır:
📌Kan Testleri: Epstein-Barr virüsü (EBV) ile ilişkili nazofarenks kanserlerinde, EBV DNA düzeyleri ve antikor testleri tanı ve takipte yardımcı olabilir. Kan sayımı ve diğer rutin testler de genel sağlık durumunu değerlendirmek için yapılır.
📌İşitme Testi (Odyometri): İşitme kaybı belirtisi olan hastalarda işitme fonksiyonlarını değerlendirmek için yapılır.
Tanı süreci, hastanın belirtilerine ve muayene bulgularına göre kişiselleştirilir. Erken teşhis, tedavi başarısını önemli ölçüde artırır. Bu nedenle, nazofarenks kanseri belirtileri olan kişilerin vakit kaybetmeden bir Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanına başvurması önemlidir.
Nazofarenks kanseri, kanserin büyüklüğü, çevre dokulara yayılımı ve lenf düğümlerine yayılması gibi faktörlere göre evrelendirilir:
🔸Evre 0: Kanser hücreleri henüz yayılmamıştır, erken aşamadadır.
🔸Evre I: Tümör sadece nazofarenks içinde sınırlıdır.
🔸Evre II: Tümör nazofarenksin çevresindeki doku veya lenf düğümlerine yayılmaya başlamıştır.
🔸Evre III: Tümör, boyundaki lenf düğümlerine veya daha büyük bölgelere yayılmıştır.
🔸Evre IV: Kanser ileri evrede olup diğer organlara yayılmış olabilir.
Evreleme işlemi, genellikle bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi ileri görüntüleme teknikleriyle yapılır.
Nazofarenks kanserinin tedavisi, kanserin evresine göre farklılık gösterir:
🔹Evre 0 ve Evre I: Bu erken evrelerde radyoterapi genellikle yeterli olabilir. Radyoterapi ile kanser hücreleri öldürülmeye çalışılır.
🔹Evre II: Radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonu uygulanabilir. Bu aşamada, tümör büyüklüğünü azaltmak ve yayılmasını önlemek için iki tedavi birlikte kullanılır.
🔹Evre III ve IV: İleri evrelerde kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi müdahale kombine edilebilir. Ayrıca, kanser hücrelerinin diğer organlara yayılmasını önlemek için sistemik tedaviler de uygulanabilir.
Nazofarenks kanserinde kullanılan güncel sistemik tedaviler, hastalığın seyrine göre belirlenir ve çoğunlukla aşağıdaki seçenekleri içerir:
➤ Kemoterapi: Kanser hücrelerini hedef alan ilaçlar kullanılarak hastalığın ilerlemesi yavaşlatılır veya durdurulabilir.
➤ İmmünoterapi: Bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanıması ve yok etmesi için tasarlanmış bir tedavi yöntemidir. Nazofarenks kanseri olan bazı hastalar için immünoterapiler umut verici sonuçlar göstermiştir.
➤ Hedefe Yönelik Tedavi: Kanser hücrelerine özgü moleküler yapıları hedef alarak çalışan ilaçlar kullanılır. Bu tedavi yöntemi, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanser hücrelerini yok etme amacındadır.
Sonuç olarak, nazofarenks kanseri nadir görülen ancak erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilecek bir kanser türüdür. Bu hastalıkta, bireysel risk faktörlerinin farkında olunması ve belirtilerin takip edilmesi büyük önem taşır.
Sağkalımı Etkileyen Faktörler
Hastalığın evresi (erken tanı çok önemlidir)
Epstein-Barr virüsü (EBV) ilişkili olması
(EBV ile ilişkili NPC genellikle tedaviye daha iyi yanıt verir)
Tümörün yayılım derecesi (T/N/M durumu)
Tedaviye yanıt
Genetik ve coğrafi faktörler
➠ Evre I-II (Erken Evre)
Primer radyoterapi genellikle yeterlidir.
Gerekirse adjuvan kemoterapi eklenebilir.
5 yıllık sağkalım: %75–95
➠Evre III-IVB (Lokal İleri Evre)
Eş zamanlı kemoradyoterapi (platin bazlı)
Ardından adjuvan kemoterapi düşünülebilir.
5 yıllık sağkalım: %50–75
➠Evre IVC (Metastatik Evre)
Sistemik kemoterapi (cisplatin + 5-FU, gemcitabin)
İmmünoterapi: PD-1 inhibitörleri (örn. nivolumab, pembrolizumab)
➠ Biyolojik Faktörler
EBV DNA düzeyi, prognoz takibinde önemli bir biyobelirteçtir.
PD-L1 ekspresyonu olan hastalar, immünoterapiden daha fazla fayda görebilir.
Copyright 2025 | Doç. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı