Osteosarkoma, kemiklerde meydana gelen en yaygın türdeki kanserdir ve genellikle uzun kemiklerde, özellikle diz ve omuz çevresindeki bölgelerde ortaya çıkar. Bu kanser türü, kemik dokusunda anormal hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu oluşur. Osteosarkoma genellikle genç yetişkinlerde ve ergenlerde görülür, ancak her yaşta gelişebilir. Bu kanser türü, kemiklerin içinde bir tümörün oluşmasına yol açar ve bazen diğer organlara yayılabilir.
Osteosarkoma gelişimi için çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır:
📌Genetik Faktörler: Genetik faktörler, osteosarkoma gelişimine yol açabilir. Bazı genetik sendromlar, osteosarkoma riskini artırabilir. Bu sendromlar arasında Li-Fraumeni sendromu, Rothmund-Thomson sendromu ve hereditary multiple exostoses yer alır.
📌Yaş: Osteosarkoma genellikle gençlerde, özellikle 10-20 yaş arasında daha yaygındır. Ayrıca yaşlılarda da osteosarkoma görülebilir, ancak bu daha nadir bir durumdur.
📌Cinsiyet: Erkeklerde osteosarkoma görülme oranı genellikle daha yüksektir.
📌Radyasyon Tedavisi: Radyasyon tedavisi, geçmişte kemiklerde kanser tedavisi almış kişilerin osteosarkoma geliştirme riskini artırabilir.
📌Kemik Hastalıkları: Osteosarkoma gelişmesi, bazı kemik hastalıkları, örneğin Paget hastalığı veya benzer bozukluklar ile ilişkilidir.
📌Ailede Osteosarkoma Öyküsü: Ailede osteosarkoma öyküsü bulunan bireylerin riski daha yüksek olabilir.
Osteosarkomadan korunmanın kesin bir yolu bulunmamaktadır, ancak risk faktörlerine göre alınabilecek bazı önlemler şunlardır:
✅Genetik Danışmanlık: Ailede genetik hastalık öyküsü bulunan bireylerin genetik danışmanlık alması ve düzenli sağlık kontrollerine gitmesi önerilir.
✅Radyasyona Maruz Kalma: Radyasyon tedavisinin sınırlı ve yalnızca gerektiğinde kullanılması, osteosarkoma riskini azaltabilir.
✅Sağlıklı Kemik Gelişimi İçin Düzenli Egzersiz: Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde, kemik sağlığını destekleyen egzersizler yapmak kemiklerin güçlü kalmasını sağlayabilir.
✅Erken Teşhis İçin Düzenli Kontroller: Osteosarkoma gibi kanser türlerinin erken teşhisi, tedavi şansını artırır. Vücutta ağrılı şişlik ya da kemik ağrısı gibi belirtiler görüldüğünde doktorunuzu ziyaret etmek önemlidir.
✅Kemiğe Zarar Verebilecek Durumlardan Kaçınma: Özellikle kemik dokusunu etkileyebilecek hastalıkların tedavi edilmesi ve dikkatli bir şekilde izlenmesi gerekir.
Osteosarkoma, kemik ve yumuşak dokunun agresif birincil kanseridir. En sık çocuklarda, ergenlerde ve genç erişkinlerde (10-30 yaş) görülür, ancak daha yaşlı yetişkinlerde de ortaya çıkabilir. Genellikle uzun kemiklerin metafiz adı verilen büyüme plaklarına yakın bölgelerinde (özellikle diz çevresinde, yani femur distal ucu ve tibia proksimal ucu) yerleşir. Bulguları tümörün büyüklüğüne, yerine ve yayılımına göre değişebilir:
Ağrı: Etkilenen bölgede genellikle sinsi başlayan ve zamanla şiddetlenen, sürekli veya aralıklı ağrı en sık görülen belirtidir. Ağrı, hareketle artabilir ve gece de devam edebilir.
Şişlik: Tümör büyüdükçe etkilenen kemiğin üzerinde ele gelen bir şişlik fark edilebilir. Şişlik sıcak ve hassas olabilir.
Hareket kısıtlılığı: Tümör ekleme yakınsa, eklem hareketlerinde kısıtlılık ve zorlanma olabilir.
Hassasiyet: Tümör bölgesine dokunulduğunda hassasiyet hissedilebilir.
Patolojik kırık: Tümör kemiği zayıflatırsa, travma olmaksızın veya hafif bir travma sonucu kırık (patolojik kırık) meydana gelebilir. Bu durumda ani ve şiddetli ağrı ortaya çıkar.
Sistemik belirtiler (ileri evrelerde): Nadiren, kilo kaybı, yorgunluk veya ateş gibi genel kanser belirtileri görülebilir.
Osteosarkoma teşhisi, dikkatli bir klinik değerlendirme, radyolojik görüntüleme ve kesin tanı için biyopsi ile elde edilen dokunun patolojik incelemesinin kombinasyonu ile konulur:
Klinik Değerlendirme: Doktor, hastanın semptomlarını, tıbbi öyküsünü ve fizik muayenesini yapar. Etkilenen bölgedeki ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve hassasiyet değerlendirilir.
Radyolojik Görüntüleme:
Direkt Röntgen (X-Ray): Osteosarkoma tanısında ilk ve en önemli görüntüleme yöntemidir. Röntgen filmlerinde tipik olarak kemiğin metafiz bölgesinde kemik yıkımı (lizis) ve yeni kemik oluşumu (osteoid) karışımı şeklinde agresif bir görünüm saptanır. Güneş ışını veya Codman üçgeni gibi karakteristik periosteal reaksiyonlar görülebilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Tümörün boyutunu, kemik iliği ve yumuşak doku yayılımını, eklem içi uzanımını ve çevre dokularla ilişkisini detaylı olarak göstermede MRG çok değerlidir. Tedavi planlaması için önemlidir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Akciğer metastazlarını (osteosarkomun en sık yayıldığı yer) değerlendirmede BT çok önemlidir. Ayrıca kemik yapısını daha detaylı değerlendirmek için de kullanılabilir.
Kemik Sintigrafisi: Tüm vücut kemik taraması, tümörün diğer kemiklerde yayılımını (kemik metastazı) araştırmak için yapılır.
Biyopsi ve Patolojik İnceleme: Kesin tanı, tümörden alınan doku örneğinin (biyopsi) patolog tarafından mikroskop altında incelenmesiyle konulur. Biyopsi genellikle radyolojik görüntüleme (röntgen veya BT rehberliğinde) eşliğinde iğne biyopsisi (tru-cut biyopsi) veya açık cerrahi biyopsi şeklinde yapılabilir. Biyopsi, tümörün tipini (osteoblastik, kondroblastik, fibroblastik vb.) ve grade'ini (agresiflik derecesini) belirlemek için kritik öneme sahiptir.
Evreleme: Tanı konulduktan sonra kanserin yayılım derecesini belirlemek için evreleme yapılır. Osteosarkoma evrelemesinde tümörün grade'i (G), boyutu (T), bölgesel lenf nodu tutulumu (N) ve uzak metastaz varlığı (M) kriterlerine göre TNMG sistemi kullanılır. Akciğerler en sık metastaz bölgesidir, ardından diğer kemikler gelir.
Osteosarkoma evrelemesi, kanserin ne kadar yayıldığını belirlemek için yapılan bir süreçtir. Bu evreleme genellikle aşağıdaki gibi sınıflandırılır:
🔸Evre I: Kanser, yalnızca başlangıçtaki kemikte yer alır ve yakınındaki dokulara yayılmamıştır. Bu evre, tedavi edilmesi en kolay evredir.
🔸Evre II: Kanser, çevre dokulara yayılmaya başlamıştır. Ancak, lenf düğümleri veya uzak organlara yayılmamıştır.
🔸Evre III: Kanser, çevre dokularda büyük bir alana yayılabilir ve/veya bazı lenf düğümlerine ulaşmış olabilir.
🔸Evre IV: Kanser, uzak organlara (akciğerler, karaciğer, kemikler) yayılmıştır. Bu evre, en ileri aşamadır ve tedavi daha karmaşık hale gelir.
Evrelemenin yanı sıra, tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde tümörün büyüklüğü ve vücuttaki yayılma durumu da göz önünde bulundurulur.
Osteosarkoma tedavisi evreye göre değişir:
➤ Evre I ve II: Erken evrelerde, cerrahi müdahale genellikle temel tedavi yöntemidir. Kanserli dokunun tamamen çıkarılması sağlanır. Ayrıca bazı durumlarda cerrahi öncesinde veya sonrasında radyoterapi ve kemoterapi, kanserin tekrar etme riskini azaltmak için ek tedavi seçenekleri olarak kullanılabilir.
➤ Evre III: Cerrahi müdahale ile tümör çıkarılabilir, ancak kanserin daha geniş alanlara yayılmış olması nedeniyle tedavi daha kapsamlıdır. Kemoterapi ve radyoterapi genellikle Cerrahi müdahale öncesi başlatılır ve sonrasında da devam edilir.
➤ Evre IV: Uzak organlara yayılmış kanserin tedavisinde cerrahi müdahale genellikle sınırlıdır. Tedavi, sistemik tedavi yöntemlerini içerebilir; kemoterapi, hedefe yönelik tedavi ve immünoterapiler bu evrede yaygın olarak kullanılır.
Osteosarkoma tedavisinde kullanılan güncel sistemik tedavi yöntemleri şunlardır:
🔹Kemoterapi: Osteosarkoma tedavisinde kemoterapi yaygın olarak kullanılır. Bu tedavi yöntemi, kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan ilaçlarla yapılır. Kemoterapi genellikle cerrahiden önce veya sonrasında uygulanır.
🔹Hedefe Yönelik Tedavi: Osteosarkomada belirli genetik mutasyonlar hedef alınarak tedavi edilebilir. Hedefe yönelik tedavi, kanser hücrelerinin büyümesini durdurmayı amaçlar.
🔹İmmünoterapiler: İmmünoterapiler, bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı daha güçlü bir şekilde savaşması için uyarır. Bu tedavi, kanserin daha ileri evrelerinde kullanılır.
🔹Radyoterapi: Kemiklerdeki kanserli hücrelerin büyümesini engellemek için radyoterapi kullanılabilir. Bu tedavi genellikle cerrahi tedaviye ek olarak uygulanır.
Osteosarkom, kemiklerden kaynaklanan en yaygın primer malign (kötü huylu) tümördür ve sıklıkla genç erişkinleri ve ergenleri etkiler. Genellikle uzun kemiklerin (femur, tibia, humerus) uç kısımlarında, özellikle diz çevresinde görülür. Hızlı büyüyen ve metastaz yapma eğilimi yüksek bir tümördür.
Sağkalımı Etkileyen Faktörler
Metastaz varlığı (özellikle tanı anında)
Cerrahi başarı (tümörün tamamen çıkarılması)
Kemoterapiye yanıt oranı
Tümörün yeri (pelvik yerleşim daha kötü prognozludur)
Histolojik tümör nekrozu oranı (kemoterapiden sonra %90 üzeri tümör ölümü daha iyi sağkalım sağlar)
Tedaviye Göre Yaşam Süresi
Lokalize Osteosarkom
Neoadjuvan kemoterapi (önce tümörü küçültmek için)
Cerrahi (genellikle geniş rezeksiyon veya ekstremite koruyucu cerrahi)
Adjuvan kemoterapi (tümör çıkarıldıktan sonra nüksü önlemek için)
Ortalama yaşam süresi: 5 yıl ve üzeri, bazı hastalarda tam kür sağlanabilir
Metastatik Osteosarkom
Akciğer metastazı varsa, metastazın çıkarılması ve sistemik kemoterapi
Ortalama yaşam süresi: 1,5–3 yıl, tedaviye yanıt veren seçilmiş hastalarda daha uzun olabilir
Copyright 2025 | Doç. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı