 
                    "Kanserin nedeni psikolojik travmalardır" iddiası, kanser hakkında yaygın ancak bilimsel temeli olmayan ve hastalar için oldukça zararlı bir inanıştır. Bu teori, genellikle "zihin-beden bağlantısı"nın yanlış yorumlanmasıyla ortaya çıkar ve kişinin geçmişte yaşadığı stres, üzüntü, kayıp veya travmatik olayların kansere doğrudan neden olduğunu veya hastalığın seyrini belirlediğini savunur.
Bu İddia Neden Doğru Değil?
Kanser Biyolojik Bir Hastalıktır:
Hücresel Köken: Kanser, hücrelerin DNA'sında meydana gelen mutasyonlar sonucunda hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüyüp çoğalmasıyla karakterize edilen biyolojik bir hastalıktır. Bu mutasyonlar genetik faktörler, çevresel etkenler (sigara, radyasyon, kimyasallar), viral enfeksiyonlar ve yaşam tarzı (beslenme, obezite) gibi çeşitli risk faktörleri ile ilişkilidir.
Fizyolojik Süreç: Kanser, fizyolojik süreçlerin bir bozukluğudur, psikolojik bir sorun değildir.
Psikolojik Stresin Sınırlı Rolü:
Dolaylı Etki (Teori): Kronik ve şiddetli stresin, bağışıklık sistemi üzerinde dolaylı olarak zayıflatıcı etkileri olabileceğine dair bazı araştırmalar mevcuttur. Zayıf bir bağışıklık sistemi, kanser hücrelerinin tanınmasını ve yok edilmesini zorlaştırabilir. Ancak, bu doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi değildir ve stresin kansere neden olduğuna dair güçlü bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır.
Genetik ve Çevresel Faktörler Çok Daha Güçlü: Kansere yol açan genetik yatkınlık, sigara kullanımı veya çevresel toksinlere maruz kalma gibi faktörlerin etkisi, psikolojik travmanın olası etkilerinden çok daha güçlü ve doğrudan kanıtlanmıştır.
Suçlama ve Utanç Yükü:
Hastayı Suçlama: Bu inanış, kanser hastalarını, hastalıklarından dolayı kendilerini suçlu hissetmeye itebilir. "Yeterince güçlü değildim", "travmamı atlatamadım", "bu hastalığı kendim yarattım" gibi düşünceler, zaten zorlu bir süreçten geçen hastanın psikolojisini daha da yıpratır.
Tedaviden Uzaklaştırma: Bazı hastalar, eğer kanserin nedeni psikolojikse, "iyileşmek için sadece zihinsel olarak değişmem yeterli" yanılgısına düşebilir ve bilimsel olarak kanıtlanmış tıbbi tedavilerden uzaklaşabilirler. Bu, hastalığın ilerlemesine ve tedavi şansının kaybedilmesine yol açabilir.
Bilimsel Kanıt Eksikliği:
Psikolojik travmaların kansere doğrudan neden olduğunu veya kanser gelişimini tek başına tetiklediğini gösteren hiçbir tutarlı ve tekrarlanabilir bilimsel araştırma veya klinik çalışma bulunmamaktadır. Bu iddialar genellikle anekdotlara, kişisel yorumlara veya spekülasyonlara dayanır.
Psikolojik Desteğin Önemi (Farklı Rol):
Psikolojik destek (psikoterapi, danışmanlık), kanser hastalarının hastalıkla ve tedavinin yan etkileriyle ilişkili stres, anksiyete, depresyon ve travmatik deneyimlerle başa çıkmalarına yardımcı olmak için hayati öneme sahiptir. Bu destek, hastanın yaşam kalitesini artırır, ancak hastalığın kendisini tedavi etmez veya nedenini ortadan kaldırmaz.
"Kanserin nedeni psikolojik travmalardır" iddiası yanlış ve zararlıdır. Bu inanış, hastaları haksız yere suçlar ve bilimsel olarak kanıtlanmış tedavilerden uzaklaşmalarına neden olabilir. Kanser karmaşık bir hastalıktır ve psikolojik travmalar, kansere doğrudan neden olan faktörler arasında yer almaz. Hastaların, bu tür yanlış inanışlardan uzak durmaları, profesyonel tıbbi yardıma ve aynı zamanda psikolojik destekten faydalanmaya devam etmeleri önemlidir.
Copyright 2025 | Prof. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı