 
                    Kanser tanısı almak, bireyin yaşamında bir dönüm noktasıdır ve genellikle bir dizi güçlü duygusal tepkiye yol açar. Bu tepkiler, kişiden kişiye, kanserin türüne, evresine, kişinin geçmiş deneyimlerine, destek sistemine ve kişilik özelliklerine göre büyük farklılıklar gösterebilir. Ancak bazı yaygın duygusal aşamalar ve tepkiler gözlemlenir.
Kanser Tanısı Alan Birinin Olası Duygusal Tepkileri:
Şok ve İnkar:
İlk Tepki: Tanı alındığında hissedilen ilk ve en yaygın tepkilerden biridir. Haber gerçeküstü gelebilir, sanki başka birine söyleniyormuş gibi hissedilebilir.
"Bu Benim Başka Gelenek Değil": Kişi, tanıyı kabullenmekte zorlanabilir, test sonuçlarının yanlış olduğunu düşünebilir veya belirtilerini hafife alabilir. Bu, beynin kendini koruma mekanizmasıdır.
Korku ve Kaygı (Anksiyete):
Gelecek Korkusu: En yaygın ve kalıcı duygulardan biridir. Ölüm korkusu, ağrı korkusu, tedavi yan etkileri korkusu, sevdiklerini geride bırakma korkusu, işini veya bağımsızlığını kaybetme korkusu gibi birçok farklı korku bir arada yaşanabilir.
Belirsizlik: Geleceğin ne getireceği, tedavinin nasıl geçeceği, iyileşip iyileşemeyeceği gibi belirsizlikler yoğun kaygıya neden olur.
Kontrol Kaybı: Kişinin kendi bedeni ve yaşamı üzerindeki kontrolünü kaybettiği hissi, kaygıyı artırır.
Üzüntü ve Depresyon:
Kaybın Yasını Tutma: Kanser, kişinin geçmiş yaşam tarzının, hayallerinin, işlevselliğinin veya gelecekteki planlarının kaybı anlamına gelebilir. Bu kayıpların yasını tutmak üzüntüye yol açar.
Umutsuzluk: Bazı durumlarda, derin bir üzüntü, umutsuzluk ve motivasyon kaybı yaşanabilir. Bu belirtiler uzun sürerse klinik depresyon haline gelebilir.
Sosyal İzolasyon: Hastalık, kişinin kendini sosyal çevresinden soyutlamasına ve yalnızlık hissetmesine neden olabilir, bu da üzüntüyü artırır.
Öfke:
"Neden Ben?": Adaletsizlik hissi, hastalığın neden kendisine isabet ettiği konusunda öfkeye yol açabilir.
Sağlık Sistemine veya Sevdiklerine Yönelik Öfke: Bazen öfke, sağlık profesyonellerine, aile üyelerine veya hatta hastalığa yol açtığı düşünülen "suçlulara" yönelebilir.
Kontrol Edilemeyen Öfke: Bazı kişilerde bu öfke kontrol edilemez hale gelebilir.
Suçluluk:
"Ne Yaptım ki?": Bazı hastalar, hastalığa yakalanmaktan kendilerini sorumlu tutabilir, geçmişteki yaşam tarzı seçimleri veya hataları nedeniyle suçluluk hissedebilirler.
Ailesine Yük Olma Hissi: Tedavi maliyetleri, bakıcı yükü gibi nedenlerle ailesine yük olduğunu düşünebilirler.
Utanç ve Vücut İmajı Sorunları:
Vücut Değişiklikleri: Ameliyat izleri, saç dökülmesi, kilo değişimi gibi fiziksel değişiklikler, kişinin kendini çekici veya "normal" hissetmesini engelleyebilir. Bu da utanç ve özgüven kaybına yol açar.
Belirsizlik ve Kontrol İhtiyacı:
Kanser süreci tam bir belirsizlik ve kontrol kaybıdır. Bazı hastalar bu durumu kabullenirken, bazıları durumu kontrol etme ihtiyacı duyarak sürekli bilgi arayışına girebilir veya tedaviye aşırı müdahil olabilir.
Umut ve Pozitiflik (Dalgalanmalar):
Bu olumsuz duyguların yanı sıra, çoğu hasta umut, iyimserlik ve hayatta kalma arzusu gibi pozitif duyguları da deneyimler. Bu duygular, tedavi sürecinde motive kalmalarına yardımcı olur. Duygusal tepkiler genellikle bir roller coaster gibi inişli çıkışlıdır.
Destek ve Yönetim:
Bu duygusal tepkiler normal olsa da, bazı durumlarda profesyonel yardım gerekebilir. Bir psikolog, psikiyatrist veya sosyal hizmet uzmanı, hastanın bu duygularla başa çıkmasına, sağlıklı stratejiler geliştirmesine ve yaşam kalitesini korumasına yardımcı olabilir. Aile ve arkadaşların da anlayışlı ve destekleyici olması hayati öneme sahiptir.
Copyright 2025 | Prof. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı