Glioblastoma, beyinde ve omurilikte bulunan glial hücrelerden (sinir hücrelerini destekleyen hücreler) kaynaklanan, yüksek dereceli ve agresif bir tümördür. Bu tür tümörler, beyin dokusunda hızla büyür ve çevre dokulara yayılma eğilimindedir. Glioblastoma, genellikle orta yaşlı yetişkinlerde görülür, ancak her yaşta meydana gelebilir. Bu tümör türü, tedavi edilmediği takdirde hızla ilerleyebilir ve yaşamı tehdit edebilir. Glioblastoma, beyin kanserinin en yaygın ve en kötü prognozlu formlarından biri olarak kabul edilir. Bu kanser, çevre dokulara hızlı bir şekilde yayılabilir ve beyin fonksiyonlarını ciddi şekilde etkileyebilir..
Glioblastoma kanserinin gelişimine katkıda bulunan birkaç risk faktörü bulunmaktadır:
✅Yaş: Glioblastoma kanseri en yaygın olarak 45 yaş ve üzerindeki bireylerde görülür. Ancak, nadiren çocuklarda ve genç yetişkinlerde de gelişebilir.
✅Cinsiyet: Erkeklerde Glioblastoma kanseri daha sık görülür.
✅Genetik Faktörler: Ailede Glioblastoma öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir. Bazı genetik sendromlar (örneğin, Li-Fraumeni sendromu ve neurofibromatozis) Glioblastoma riskini artırabilir.
✅Radyasyon Maruziyeti: Beyin bölgesine yapılan radyoterapi geçmişi, Glioblastoma gelişme riskini artırabilir.
✅Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde (örneğin, HIV/AIDS hastaları) kanser gelişme olasılığı artabilir.
Glioblastoma kanserinden korunmak için şu önlemler alınabilir:
✅Radyasyon Maruziyetinden Kaçınmak: Beyin bölgesine yapılan gereksiz radyasyon tedavisinden kaçınılmalıdır. Eğer radyoterapi gerekliyse, minimum dozda uygulanması önemlidir.
✅Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sigara içmemek ve alkol tüketimini sınırlamak genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yapar ve kanser riskini azaltabilir.
✅Genetik Danışmanlık: Ailede beyin kanseri öyküsü bulunanlar genetik testler yaptırarak riski daha iyi anlayabilirler. Ayrıca, genetik danışmanlık almak da genetik faktörleri belirlemede yardımcı olabilir.
✅Erken Teşhis ve Düzenli Kontroller: Beyin kanserinin erken belirtileri fark edildiğinde hızlıca doktora başvurulmalı ve düzenli nörolojik muayenelerle sağlık takibi yapılmalıdır.
🔹 1. Genel Beyin Tümörü Belirtileri:
Şiddetli ve ilerleyici baş ağrısı:
Özellikle sabahları kötüleşen, klasik ağrılardan farklı bir tarzda hissedilen baş ağrısı
Mide bulantısı ve kusma:
Genellikle baş ağrısına eşlik eder, ani ve basınçlı olabilir
Bilinç bulanıklığı veya zihinsel değişiklikler:
Kafa karışıklığı, unutkanlık, dalgınlık
Denge kaybı ve yürüme güçlüğü
🔹 2. Nörolojik Belirtiler:
Epilepsi (nöbetler):
Erişkin yaşta yeni başlayan sara nöbetleri
Görme sorunları:
Bulanık görme, çift görme veya görme alanı kaybı
Konuşma bozuklukları:
Konuşmada duraksama, doğru kelime bulamama
Kol veya bacaklarda güç kaybı, uyuşma
Yüzde, kolda veya bacakta tek taraflı felç belirtileri (hemiparezi)
🔹 3. Kişilik ve Davranış Değişiklikleri:
Ani ruh hali değişiklikleri
Agresif davranışlar
İlgi kaybı veya sosyal geri çekilme
Depresyon belirtileri
Glioblastoma (GBM), erişkinlerde en sık görülen ve en agresif birincil beyin tümörüdür. Teşhisi, hastanın semptomları, nörolojik muayene ve gelişmiş görüntüleme yöntemlerinin kombinasyonu ile konulur. Kesin tanı ise genellikle cerrahi olarak çıkarılan tümör dokusunun patolojik ve moleküler incelemesi sonucunda belirlenir. İşte glioblastoma teşhisinde kullanılan temel adımlar:
1. Klinik Değerlendirme:
Hasta Hikayesi: Doktor, hastanın semptomlarını (şiddetli ve giderek artan baş ağrısı, nöbetler, bulantı, kusma, görme değişiklikleri, konuşma bozuklukları, kişilik değişiklikleri, hafıza sorunları, kol veya bacaklarda güçsüzlük gibi tümörün yerleşimine bağlı değişen belirtiler) ve tıbbi geçmişini detaylı olarak alır. Semptomların başlangıcı ve ilerleme hızı, GBM'nin hızlı büyüme eğilimi nedeniyle genellikle nispeten kısadır.
Nörolojik Muayene: Doktor, hastanın sinir sistemi fonksiyonlarını değerlendirmek için ayrıntılı bir muayene yapar. Bu muayene; mental durum, kranial sinirler, motor fonksiyonlar, duyu, refleksler ve koordinasyonu içerir. Muayene bulguları, tümörün olası yerleşimi ve etkilediği beyin bölgeleri hakkında önemli ipuçları verebilir.
2. Görüntüleme Yöntemleri:
Beyindeki anormallikleri saptamak, tümörün büyüklüğünü, yerleşimini, yayılımını (genellikle beyin içinde yayılır, nadiren uzak metastaz yapar) ve çevredeki dokularla ilişkisini değerlendirmek için çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılır:
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): GBM'nin teşhisinde altın standarttır. MRG, beynin detaylı görüntülerini oluşturur ve tümörün boyutu, şekli (genellikle düzensiz sınırlı), yerleşimi (sıklıkla supratentoryal, yani beynin üst kısmında), ödem varlığı (tümör çevresinde sıvı birikimi), kanlanması (kontrast madde tutulumu) ve nekrotik (ölü) alanlar gibi karakteristik özelliklerini gösterebilir. Perfüzyon MRG ve Difüzyon Ağırlıklı Görüntüleme (DWI) gibi özel MRG teknikleri, tümörün kan akışını ve hücresel yoğunluğunu değerlendirerek tümörün agresifliği hakkında ek bilgiler sağlayabilir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): MRG kadar detaylı bilgi vermese de, özellikle acil durumlarda veya MRG'nin kontrendike olduğu durumlarda (örneğin, bazı metal implantlar) ilk değerlendirme için kullanılabilir. Kontrastlı BT taramaları tümörü gösterebilir ve kalsifikasyon veya kanama varlığını saptayabilir.
Manyetik Rezonans Spektroskopisi (MRS): MRG sırasında elde edilen bu teknik, tümör dokusundaki kimyasal maddelerin düzeylerini ölçerek tümörün olası tipini ve metabolik özelliklerini hakkında bilgi sağlayabilir. GBM'de tipik olarak bazı metabolitlerin seviyelerinde değişiklikler görülür.
Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Özellikle tümör nüksünü saptamada ve tedavi yanıtını değerlendirmede faydalı olabilir. GBM genellikle yüksek metabolik aktivite gösterir. Amino asit PET (örneğin, MET PET) standart FDG PET'e göre tümör sınırlarını daha iyi belirleyebilir ve nüksü radyasyon nekrozundan ayırt etmede yardımcı olabilir.
3. Cerrahi ve Patolojik İnceleme (Kesin Tanı):
Glioblastoma tanısının kesin olarak konulması, tümörün cerrahi olarak çıkarılması (rezeksiyon) veya biyopsi ile elde edilen dokunun patolog tarafından mikroskop altında incelenmesiyle mümkündür.
Cerrahi Rezeksiyon: GBM tedavisinde ilk amaç, mümkünse tümörün en geniş ölçüde cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu, hem tümör yükünü azaltır hem de tanı için yeterli doku sağlar.
Stereotaktik Biyopsi: Tümörün kritik bir bölgede yerleşmesi ve tam çıkarılmasının riskli olması durumunda, görüntüleme rehberliğinde (MRG veya BT) küçük bir doku örneği alınabilir. Bu, tanı koymak için yeterli olabilir.
Patolojik İnceleme: Cerrahi olarak çıkarılan tümör veya biyopsi örneği laboratuvarda özel işlemlerden geçirilerek mikroskop altında incelenir. Patolog, hücrelerin görünümüne (pleomorfizm, nükleer atipi), mitotik aktiviteye, mikrovasküler proliferasyona (anormal yeni damar oluşumu) ve nekroz varlığına bakarak glioblastoma tanısını koyar.
4. Moleküler Testler:
Patolojik tanının ardından, GBM'nin moleküler özelliklerini belirlemek tedavi planlaması ve prognozun öngörülmesi açısından kritik öneme sahiptir. En önemli moleküler belirteçler şunlardır:
MGMT (O6-metilguanin-DNA metiltransferaz) Promotör Metilasyonu: MGMT geni, DNA onarımında rol oynar. Promotör bölgesinin metilasyonu, genin susturulmasına ve dolayısıyla tümör hücrelerinin alkilleyici kemoterapilere (örneğin, temozolomid) karşı daha duyarlı hale gelmesine neden olur.
IDH (izositrat dehidrojenaz) Mutasyonları: IDH1 ve IDH2 genlerindeki mutasyonlar, primer GBM'lerin küçük bir alt kümesinde ve daha sık olarak düşük dereceli gliomlarda görülür. IDH mutasyonu varlığı, GBM'nin genetik olarak farklı bir alt tipini işaret eder ve genellikle daha iyi prognozla ilişkilidir. Ancak, "glioblastoma, IDH-wildtype" en sık görülen tiptir.
1p/19q Kodelesyonu: Bu kromozomal delesyon, oligodendrogliomlarda karakteristiktir ve GBM tanısı konulduğunda genellikle araştırılmaz. Ancak, karışık gliomlarda ayırıcı tanı için önemlidir.
EGFR (epidermal büyüme faktörü reseptörü) Amplifikasyonu: EGFR geninin aşırı kopyalanması, bazı GBM vakalarında görülebilir ve potansiyel tedavi hedefleri sunabilir.
TERT (telomeraz ters transkriptaz) Promotör Mutasyonları: Bu mutasyonlar, telomeraz aktivitesini artırarak tümör hücrelerinin sınırsız bölünme potansiyeline katkıda bulunabilir.
Glioblastoma kanserinin evrelemesi, tümörün büyüklüğüne ve çevre dokulara yayılma durumuna göre yapılır. Glioblastoma, genellikle standart evreleme sistemine göre değerlendirilmez çünkü hızla büyüyen ve çevre dokulara hızla yayılan bir kanser türüdür. Ancak, hastalığın evresini belirlemek için kullanılan başlıca kriterler şunlardır:
✅Evre I: Tümör, beyin dokusunda sınırlıdır ve çevre dokulara henüz yayılmamıştır.
✅Evre II: Tümör yerel olarak büyümeye başlamış ve çevre dokulara yayılma sürecine girmiştir.
✅Evre III: Tümör, beyindeki daha geniş alanlara yayılmaya başlamıştır.
✅Evre IV: Tümör, beyin dokusunun büyük bir kısmını etkilemiş, çevre bölgelere ve diğer organlara yayılabilir.
Glioblastoma kanserinin tedavisi, tümörün evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişir:
✅Evre I ve II: Erken evrelerde, tümör cerrahi olarak çıkarılabilir. Ardından, radyoterapi ve/veya kemoterapi ile ek tedavi uygulanabilir. Ancak, Glioblastomalar genellikle cerrahi müdahaleye rağmen nüks eder.
✅Evre III ve IV: İleri evrelerde, tümör genellikle çevre dokulara yayılmıştır ve cerrahi müdahale ile tümör tamamen çıkarılamayabilir. Tedavi genellikle kombinasyon tedavileriyle yapılır: Cerrahi müdahale, kemoterapi (temozolomid gibi ilaçlarla), radyoterapi ve hedefe yönelik tedaviler bir arada uygulanabilir.
Glioblastoma kanserinin tedavisinde kullanılan güncel sistemik tedavi yöntemleri şunlardır:
✅Kemoterapi: Temozolomid, Glioblastoma tedavisinde en yaygın kullanılan kemoterapi ilacıdır. Beyin kanseri hücrelerini öldürerek tümörün büyümesini durdurmayı amaçlar. Genellikle radyoterapi ile kombinelenir.
✅Radyoterapi: Glioblastoma tedavisinde sıklıkla kullanılan bir diğer tedavi yöntemidir. Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak tümör hücrelerinin yok edilmesi amaçlanır. Ancak, radyoterapi sağlıklı beyin dokularına da zarar verebilir.
✅Hedefe Yönelik Tedavi: Glioblastoma hücrelerinin özel genetik özelliklerine yönelik tedaviler de kullanılmaktadır. Bu tedaviler, kanser hücrelerini hedef alır ve sağlıklı dokuları korur. Örneğin, bevacizumab gibi ilaçlar, Glioblastoma tedavisinde hedefe yönelik tedavi olarak kullanılır.
✅İmmünoterapiler: Glioblastoma tedavisinde immünoterapiler de umut verici bir seçenek olabilir. Bu tedaviler, bağışıklık sistemini kanser hücrelerine karşı güçlendirir ve hücrelerin yok edilmesine yardımcı olabilir. İmmünoterapiler, yeni tedavi alanlarından biridir ve klinik araştırmalar devam etmektedir.
Glioblastoma (GBM), merkezi sinir sisteminin en agresif ve yaygın primer beyin tümörlerinden biridir. Yüksek dereceli (Evre IV) bir astrositom türü olan Glioblastoma, hızlı büyüme gösterir ve standart tedavilere rağmen tamamen iyileştirilmesi zor bir kanser türüdür.
Glioblastomada Ortalama Yaşam Süresi
✅Tedavi almayan hastalarda: Ortalama yaşam süresi 3-6 ay
✅Cerrahi + kemoterapi (Temozolomid) + radyoterapi alan hastalarda: Ortalama yaşam süresi 12-18 ay
✅En iyi multidisipliner tedaviyle (maksimum rezeksiyon, kemoterapi ve immünoterapi seçenekleri dahil): Ortalama yaşam süresi 18-24 ay
✅5 yıllık sağkalım oranı: %5-7
Glioblastomada Sağkalımı Etkileyen Faktörler
✅Hastanın yaşı (Genç hastalar daha iyi prognoza sahiptir)
✅Genetik mutasyonlar (IDH mutasyonu olan hastalarda daha iyi sağkalım)
✅Tümörün cerrahi olarak tamamen çıkarılabilmesi
✅Metilasyon durumu (MGMT metilasyonu olan hastalar, kemoterapiye daha iyi yanıt verir)
Glioblastoma (GBM), merkezi sinir sisteminin en agresif ve yaygın primer beyin tümörlerinden biridir. Yüksek dereceli (Evre IV) bir astrositom türü olan glioblastoma, hızlı büyüme gösterir ve standart tedavilere rağmen tamamen iyileştirilmesi zor bir kanser türüdür.
Glioblastomada Sağkalımı Etkileyen Faktörler
Hastanın yaşı (Genç hastalar daha iyi prognoza sahiptir)
Genetik mutasyonlar (IDH mutasyonu olan hastalarda daha iyi sağkalım)
Tümörün cerrahi olarak tamamen çıkarılabilmesi
Metilasyon durumu (MGMT metilasyonu olan hastalar, kemoterapiye daha iyi yanıt verir)
Copyright 2025 | Doç. Dr. Abdullah Sakin | Tıbbi Onkoloji (Kanser) Uzmanı